Ana içeriğe atla

Mobil Cihazların Gelişimi

Bilgisayarda ‘Mobilite’ kavramı, insanların bulundukları yerden bağımsız olarak bilgiye ulaşma ve bilgiyi işleme gereksinimleri ile tartışılmaya başlanan ve günümüze kadar çok ciddi gelişim aşamalarından geçen bir kavramdır. Tarihte ilk taşınabilir bilgisayar 1981 yılında Adam Obsorne tarafından geliştirilen ve “Obsorne 1” olarak isimlendirilen sistemdir.(Şekil 1-a)
image
Obsorne 1, “BASIC”, “WordStar”, ve “SuperCalc” programlarından oluşan bir yazılım paketi içeriyordu. Günümüz taşınabilir bilgisayarları ile kıyaslandığı zaman komik görünüyor olabilir, fakat geliştirildiği dönemin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılıyordu.
Obsorn 1’in ardından, Rod Canion, Jim Harris and Bill Murto tarafından 1982’de geliştirilen ve 1983’te piyasaya sürülen taşınabilir kişisel bilgisayar tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.(Şekil 1-b)
Dönemin en popüler kişisel bilgisayarı olan IBM PC ile %100 uyumlu olması, MS-DOS işletim sistemi çalıştırması ve yüksek performansı ile “Obsorne 1”i gölgede bıraktı. 8088 işlemcisi, 2 adet 5.25” disk yuvası, 128 KB Ram ve 9” yeşil monochrome ekranı, IBM PC’ye yakın işlevleri yerine getirmesini sağlıyordu.
İlerleyen zamanlarda farklı firmalar, var olanın üstüne yeni özellikler ekleyerek taşınabilir bilgisayarların çok daha ileri noktalara taşınmasını sağladılar. “Obsorne 1” ve “Compaq Portable” ile başlayan taşınabilir bilgisayar sektörünün günümüzdeki temsilcileri “notebook” veya “laptop” olarak isimlendirdiğimiz, çok geniş ürün yelpazesine sahip dizüstü bilgisayarlardır.

Asıl ilgi alanımız olan PDA konusunda ise ilk girişim 1983 yılında Casio firması tarafından geliştirilen CASIO PF-3000’dir.(Şekil 2-a) İleri matematiksel işlemlerin yapılabildiği, telefon rehberi, ajanda gibi özelliklere sahip bu ürünü PDA olarak nitelendirmek yanlış olur. Fakat PDA fikrinin geliştirilmesinde büyük pay sahibi bir öncüldür. PDA olarak kabul edilen ilk cihaz Psion firması tarafından 1984 yılında piyasaya sürülen “Psion Organizer”dır.(Şekil 2-b) 8 bitlik Hitachi işlemcisi, 4K ROM ve 2K RAM’i ile PDA tanımına yakın özellikler taşıyordu, fakat bir işletim sistemi yoktu. (Psion firması aynı zamanda Symbian işletim sistemini geliştiren firmadır)
PDA terimi ilk olarak 1992 başlarında Apple firmasının tanıttığı “Apple Newton” ürünü ile kullanılmaya başlandı.(Şekil 2-c) Dokunmatik ekran özelliği ve üzerinde birçok program çalıştırılabilen bir işletim sistemine sahip ( Newton ) olan “Apple Newton” ilk PDA olarak kabul edilir.
image
1996 yılında Nokia firmasının, PDA özellikleri ile telefon özelliğini birleştirerek geliştirdiği “9000 Communicator” ilk smartphone olarak kabul edilir.(Şekil 2-d) Nokia firması, bu üründen sonra ürettiği tüm smartphone’larda işletim sistemi olarak Symbian’ı kullanmıştır.
Aynı sene Palm şirketi “PalmPilot” isimli PDA’sını piyasaya sürdü. Motorola 6800 işlemci ve Palm işletim sistemi ile çalışıyordu.(Şekil 3-a)
image
1996 yılı aynı zamanda Microsoft’un PDA’lar ve endüstriyel cihazlar için geliştirdiği Windows CE (Versiyon 1.0 ) işletim sistemini kullanıma sunduğu yıldır. 1 MB’ın altında RAM’le çalışmak üzere tasarlanmış olan Windows CE daha çok endüstriyel cihazlarda kullanım alanı bulmuştur. Masaüstü işletim sistemlerine benzetilen görselliği PDA’lardaki kullanımını zorlaştırmıştır. Windows tabanlı işletim sistemi kullanan ilk PDA’lar bu tarihten itibaren üretilmeye başlanmıştır.
1999 yılında Palm şirketinden ayrılan Jeff Hawkins, Donna Dubinsky, ve Ed Colligan, kurdukları “HandSpring Visor” şirketi bünyesinde “Visor” olarak isimlendirdikleri bir PDA geliştirdiler.(Şekil 3-b) Visor hem donanım hem de yazılım olarak günümüz PDA’ları ile benzerliği ile dikkat çekicidir.
2000 yılına gelindiğinde Microsoft şirketi Windows CE’deki başarısızlığının ardından “Pocket PC 2000” işletim sistemi ile piyasayı yeniden zorlamaya başladı. PocketPC2000’in ekran tasarımları, Windows CE’ye nazaran daha kullanışlıydı, fakat hala eksiklikleri vardı.
2002’de RIM firması “Blackberry” olarak isimlendirdiği smartphone’u piyasaya sürdü.(Şekil 3-c) Birçok PDA özelliği ve kullanımı rahat klavyesiyle dönemin gözdesi haline geldi. Popülaritesinin kısa zamanda azalacağı yönündeki düşünceler vardı. Fakat Blackberry, hızlı gelişimi ve piyasanın ihtiyaçlarına adaptasyonu sayesinde popülaritesini daha da arttırıp, günümüzün smartphone alanındaki lideri haline geldi.
Microsoft, işletim sistemi çalışmalarına devam ettiğini, 2002’de çıkardığı Pocket PC 2002 ile gösterdi. Pocket PC 2002 ile Pocket PC2000 arasında çok fazla bir fark yoktu. 2003 yılında Windows Mobile ismini kullandığı ilk işletim sistemi olan “Windows Mobile 2003”ü piyasaya sürdü. “Pocket PC” versiyonlarına nazaran değişen görselliği ve kullanışlılığı ile, pazar payını çok büyük oranda arttırdı.
Aynı sene Palm şirketi, “Visor” versiyonu üzerinde donanımsal ve yazılımsal geliştirmeler sonucunda ortaya çıkardığı “PalmOne”’ı tanıttı.(Şekil 3-d) Sonraki yıllarda Windows Mobile işletim sistemi üzerinde çalışan (Treo 750 modeli gibi) farklı versiyonlar çıkardı.
2007 yılı, Apple firmasının, “Apple Newton”dan 15 sene sonra çıkardığı “IPhone” ile çalkalandı.(Şekil 3-e)Müthiş görselliği, işlevsellik ve kullanılabilirlik özellikleri ile smartphone konusuna çok farklı bir bakış açısı kazandırdı. IPhone’un İlk versiyonuna dahil edilmeyen GPS, MMS gibi özellikler, sonraki yıllarda çıkarılan yeni versiyonlara dahil edilmiştir.
Google firması, 2005 yılında çalışmalarına başladığı Linux tabanlı işletim sistemi (Google Android) 2007’de tamamlayıp, tanıtımını yaptı.(Şekil 3-f) 2008 yılında çıkarılan 1.0 versiyonu ile Amerika’da en başarılı 5 smartphone arasına girmeyi başardı. 2009 yılında birçok donanım üreticisi firma, Android işletim sisteminin 1.5 versiyonunu kullanan yeni cihazlar geliştirdi.
Donanım, yazılım ve telekomünikasyon firmalarının PDA ve smartphone sektöründeki rekabeti günümüzde devam etmektedir. Microsoft firması 2003 yılından sonra Windows Mobile 5.0, 6.0 ve 6.5 versiyonlarını çıkardıktan sonra 7.0 versiyonu üzerinde çalışmalarını devam ettirmektedir. RIM firmasının, “Blackberry” ürünü piyasadaki popülaritesini koruyor. Diğer taraftan Google “Android 1.5”’ten sonra 2.0 ve 2.1 versiyonları ile, Apple firması ise 3G IPhone ve 2010 yılı başlarında piyasaya sürdüğü, ve alanında devrim olarak nitelendirilen “ipad” ile bu piyasanın iddialı isimleri olduklarını göstermektedirler.
Referanslar
Mehmet BÜYÜKAŞIK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UML ve Modelleme – Bölüm 4 (Class (Sınıf) Diyagramları)

Bir önceki makalemizde UML modellemede kullanılan ilk diyagram olan Use Case diyagramını incelemiştik. Bu makalemizde nesne tabanlı programlamada kullanılan sınıflar ve sınıfların arasındaki ilişkileri modelleyebileceğimiz diyagramlar olan Class(Sınıf) diyagramlarını inceleyeceğiz. UML’de sınıflar, nesne tabanlı programlama mantığı ile tasarlanmıştır. Sınıf diyagramının amacı bir model içerisinde sınıfların tasvir edilmesidir. Nesne tabanlı uygulamada, sınıfların kendi özellikleri (üye değişkenler), işlevleri (üye fonksiyonlar) ve diğer sınıflarla ilişkileri bulunmaktadır. UML’de sınıf diyagramlarının genel gösterimi aşağıdaki gibidir. Şekil 1. Class Diyagram Şekil1’de görüldüğü üzere bir dikdörtgeni 3 parçaya bölüyoruz. En üst bölüm sınıf adını, orta kısım özellik listesini (üye değişkenler) ve en son kısım, işlev listesini (üye fonksiyonlar) göstermektedir. Çoğu diyagramlarda alt iki bölüm çıkarılır. Genelde tüm özellik ve işlevler gösterilmemektedir. Ama

Yazılım Maliyet Tahmineleme Tecrübeleri

Yazılım mühendisliğinde maliyet hesabı her zaman problem olmuştur. "Bu iş kaç Adam/Gün tutar?" sorusuyla sıkça karşılaşıyoruz. Adam/gün veya Adam/ay ölçütleri bir kaynağın/kişinin belirtilen zaman dilimindeki iş gücü anlamına gelir. Tabi bu noktada yine kafa karışıklıkları başlar. 6 A/G'lik bir işi hızlandıralım diye 2 kişi ile yapmaya çalışsak ve kaynak/kod, modül, altyapı, insan vb. her bir şeyi bir kenara bıraksak, matematiksel basit formülle 6/2=3 A/G'de biter? Gerçek hayat böyle değil, öncelikle bunu anlamamız lazım. Hep şu örnek verilir; "Aynı bebeği 2 kadın birlikte daha kısa sürede doğurur mu?" Eğer bunun cevabı "Evet" ise (veya bir gün böyle bir durum ortaya çıkarsa), yazımı değiştirmem gerekecek:) Mevzu gerçekten derin...Maliyet hesabı; bulunduğunuz firmanın yazılım süreçlerini hangi methodlarla uyguladığına, ilgili işin o dönemdeki aciliyetine, (şirket yönetiminin baskısına:)) vb. bir çok duruma bağlı olabilir. Örneğin; bizim firmada e

UML ve Modelleme – Bölüm 3 (Use Case Diyagramlar)

Önceki iki makalemizde ( 1 , 2 ) UML’e genel olarak değinip ve modellemede kullanacağımız dokuz diyagram hakkında bilgiler vermiştik. Bu makalemizde Use Case diyagramından detaylı bahsedeceğiz. Öncelikle, genel Use case diyagramının tanımını hatırlayalım. “Bir kullanıcı ve bir sistem arasındaki etkileşimi anlatan senaryo topluluğudur.” Ivar Jacobson Senaryo tanımı için der ki: “Aktörle sistem arasında gerçekleştirilen, sonucunda aktöre farkedilir getirisi/ faydası oluşan etkileşimli diyalogdur. ” UML Use Case Diyagramları  sistemin işlevselliğini açıklamak amacıyla kullanılır. Sistemin birbirinden ayrı özelliklerinin detaylarını göstermekten ziyade, Use Case Diyagramlar, tüm mevcut işlevselliği göstermek için kullanılabilir. Buradaki en önemli noktalardan biri,   Use Case Diyagramlar temelde sequence diyagram ve akış diyagramlarından farklıdır. Use Case diyagramlar dört ana elemandan oluşmaktadır. Aktörler , Sistem (Proje kapsamını belirtir) , Use Caseler ve bunlar ara