Ana içeriğe atla

Patentin Oluşum Süreci

Patent nasıl alınır, başvuru süreci nasıl başlar ve nasıl devam eder kısmına geçmeden önce patent oluşumunun tarihine bir göz atmak gerekli diye bu yazıda sadece patentin oluşum tarihçesini ele alacağız. Patentin oluşum sürecinin başlangıcı 600-1000 yıllarına dayanıyor. O yıllarda Avrupa bilimden çok uzaklaşmıştı. İslam dünyasında ki Arap bilim adamlarının ve Uzak Doğudaki bilim adamlarının 1200’lü yıllardaki çevirileri sayesinde bilim tekrardan gündeme gelmeyi başardı. Böylece üniversitelerin kurulmasıyla birlikte de ivme kazanan bilim dünyasında ki ilk patent 1449 yılında İngiliz kralı 6.Hanry tarafından Hollandalı bir sanatçıya verildi. Bu patentle sanatçı, renkli camların üretiminde 20 yıllık tekel olma hakkı kazandı.

Patent tarihindeki ilk yasa da 1474 yılında Venedik’te çıkarıldı. 1624 yılında da İngiltere’de, “Statute of Monopolies” kurularak yeni bir buluşun patent hakkının sınırlı bir süre için “doğru ve ilk mucidine” verilmesi sağlandı.

Amerikalı ressam ve bilgin Samuel Morse (1791-1872), telgraf için dünyadaki ilk patent hakkını 1847 yılında Sultan Abdülmecit'ten aldı ve onun tarafından verilen elmas taşlı devlet madalyasını ömrü boyunca yakasında taşıdı.

Sınai Mülkiyet Hakkı kavramı uluslararası düzeyde ilk olarak, 20 Mart 1883 tarihli Sınai Hakların Korunmasına İlişkin Paris Sözleşmesi ile ele alındı. Dünya Ticaret Örgütü Sözleşmesi’nin eki olan TRIPS (Agreement on Trade-Related Aspects of Intellectual Property Rights / Ticaretle Bağlantili Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması) ile de sınai mülkiyetin tanımı genişletildi...


Patent koruma sistemi, tarihi süreç içerisinde gelişerek uluslararası kimlik kazanmasını 1947’de Lahey’de bir grup Avrupa ülkesi tarafından kurulan “Uluslararası Patent Enstitüsü” ile sağladı. Avrupa’da tek bir patent sistemi kurulması amacıyla da Avrupa ülkeleri tarafından gösterilen toplu siyasi kararlılığın bir sonucu olarak,7 Ekim 1977 tarihinde EPO(Avrupa Patent Ofisi) kuruldu.
image
Türkiye EPO’ya 1 Kasım 2000 tarihinde 20. üye olarak katıldı. Günümüzde Türkiye, Avrupa Patent Örgütü’nde Türk Patent Enstitüsü tarafından temsil edilmekte…
image
Yazılımda Patent


Avrupa Patent Anlaşmasına göre Türkiye'de bilgisayar yazılımları buluş olarak değerlendirilmediğinden yazılımlara halen patent verilemiyor. Ancak Avrupa Patent Ofisi bu yasalara aykırı şekilde çoğu Amerika şirketlerine olmak üzere “Bilgisayarla Yapılan Buluşlar” adı altında 30000'e yakın patent verdi. Türkiye'de ise yazılımlar, bilgisayar programları ve veri tabanları, Kültür Bakanlığı tarafından fikir ve sanat eserlerini korumak amacıyla belirlenen yönetmeliklerle korunmakta...

Kaynak: http://www.tpe.gov.tr/portal/default.jsp

Mustafa ERŞAHİN | Yazılım Analiz Uzmanı
Çiğdem TANKER | Eğitim ve Dokümantasyon Uzmanı | Blog Yöneticisi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UML ve Modelleme – Bölüm 4 (Class (Sınıf) Diyagramları)

Bir önceki makalemizde UML modellemede kullanılan ilk diyagram olan Use Case diyagramını incelemiştik. Bu makalemizde nesne tabanlı programlamada kullanılan sınıflar ve sınıfların arasındaki ilişkileri modelleyebileceğimiz diyagramlar olan Class(Sınıf) diyagramlarını inceleyeceğiz. UML’de sınıflar, nesne tabanlı programlama mantığı ile tasarlanmıştır. Sınıf diyagramının amacı bir model içerisinde sınıfların tasvir edilmesidir. Nesne tabanlı uygulamada, sınıfların kendi özellikleri (üye değişkenler), işlevleri (üye fonksiyonlar) ve diğer sınıflarla ilişkileri bulunmaktadır. UML’de sınıf diyagramlarının genel gösterimi aşağıdaki gibidir. Şekil 1. Class Diyagram Şekil1’de görüldüğü üzere bir dikdörtgeni 3 parçaya bölüyoruz. En üst bölüm sınıf adını, orta kısım özellik listesini (üye değişkenler) ve en son kısım, işlev listesini (üye fonksiyonlar) göstermektedir. Çoğu diyagramlarda alt iki bölüm çıkarılır. Genelde tüm özellik ve işlevler gösterilmemektedir. Ama

Yazılım Maliyet Tahmineleme Tecrübeleri

Yazılım mühendisliğinde maliyet hesabı her zaman problem olmuştur. "Bu iş kaç Adam/Gün tutar?" sorusuyla sıkça karşılaşıyoruz. Adam/gün veya Adam/ay ölçütleri bir kaynağın/kişinin belirtilen zaman dilimindeki iş gücü anlamına gelir. Tabi bu noktada yine kafa karışıklıkları başlar. 6 A/G'lik bir işi hızlandıralım diye 2 kişi ile yapmaya çalışsak ve kaynak/kod, modül, altyapı, insan vb. her bir şeyi bir kenara bıraksak, matematiksel basit formülle 6/2=3 A/G'de biter? Gerçek hayat böyle değil, öncelikle bunu anlamamız lazım. Hep şu örnek verilir; "Aynı bebeği 2 kadın birlikte daha kısa sürede doğurur mu?" Eğer bunun cevabı "Evet" ise (veya bir gün böyle bir durum ortaya çıkarsa), yazımı değiştirmem gerekecek:) Mevzu gerçekten derin...Maliyet hesabı; bulunduğunuz firmanın yazılım süreçlerini hangi methodlarla uyguladığına, ilgili işin o dönemdeki aciliyetine, (şirket yönetiminin baskısına:)) vb. bir çok duruma bağlı olabilir. Örneğin; bizim firmada e

UML ve Modelleme – Bölüm 3 (Use Case Diyagramlar)

Önceki iki makalemizde ( 1 , 2 ) UML’e genel olarak değinip ve modellemede kullanacağımız dokuz diyagram hakkında bilgiler vermiştik. Bu makalemizde Use Case diyagramından detaylı bahsedeceğiz. Öncelikle, genel Use case diyagramının tanımını hatırlayalım. “Bir kullanıcı ve bir sistem arasındaki etkileşimi anlatan senaryo topluluğudur.” Ivar Jacobson Senaryo tanımı için der ki: “Aktörle sistem arasında gerçekleştirilen, sonucunda aktöre farkedilir getirisi/ faydası oluşan etkileşimli diyalogdur. ” UML Use Case Diyagramları  sistemin işlevselliğini açıklamak amacıyla kullanılır. Sistemin birbirinden ayrı özelliklerinin detaylarını göstermekten ziyade, Use Case Diyagramlar, tüm mevcut işlevselliği göstermek için kullanılabilir. Buradaki en önemli noktalardan biri,   Use Case Diyagramlar temelde sequence diyagram ve akış diyagramlarından farklıdır. Use Case diyagramlar dört ana elemandan oluşmaktadır. Aktörler , Sistem (Proje kapsamını belirtir) , Use Caseler ve bunlar ara